Karaciğer Kanseri

Karaciğer Kanseri


Genel Tanıtım

Hepatit B ve Hepatit C veya sirozlu hastalarda gelişen karaciğer tümörleri, genellikle erken dönemde belirti vermeyebilirler. Bu nedenle kanında Hepatit virüsleri bulunan kişilerin düzenli sağlık kontrolü yaptırması önerilmektedir.
Ülkemizde Hepatit B ve Hepatit C sık görülen bir sağlık sorunudur. Hepatit virüsünün varlığı, karaciğer kanseri gelişimi için de çok önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilir. Bu nedenle kanında virüs bulunan veya kronik karaciğer hastalığı olan herkesin, karaciğer kanseri açısından risk altında olduğu için düzenli aralarla takip edilmeleri gerekmektedir.


Belirtiler

Hepatit veya siroz zemininde gelişen karaciğer tümörleri tedavi edildikten sonra nüksetme eğilimi taşıyorlar. Bu nedenle tedavi sonrası yakın izleme gerekiyor.
Karaciğer dokusu bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile takip ediliyor. Yeni bir kitle ortaya çıktığında yeniden cerrahi girişim veya lokal tedavilerden birisi planlanıyor. Karaciğer nakli yapılan hastalar ise nüks etme olasılığına karşı yakından takip ediliyor.
Karaciğer kanseri erken dönemde bir bulgu vermeyebiliyor. Kitle çapı büyüdükçe karnın sağ tarafında yaygın bir ağrı ortaya çıkıyor. İleri evrede ise şiddetli karın ağrısına kilo kaybı ve karında şişlik eşlik ediyor.
 




—————-
 


Hastaya Kanser Olduğu Söylenmeli Mi?

Ülkemizde hastaya kanser olduğunun söylenmemesi yönünde yaygın bir yaklaşım vardır. Hasta yakınları bu durumu hastadan saklarlar ve doktorlarından da bu konuda işbirliği isterler. Tabii ki burada amaç hastanın üzülmemesini istemek ve psikolojisini bozmamaktır.
Kanser tedavisi ve takibi uzun süreli, cerrah, onkolog gibi birçok tıbbi branşı ilgilendiren bir süreçtir. Bir hastanın onkoloji kliniğine neden gittiğini anlaması zor değildir. Ayrıca kanser tekrarlama riskinin olduğu bir hastalıktır. Hastaya kanser olduğu söylenmez ise hastalık tekrarladığında ona açıklama yapmak çok zor olacak ve onun bu mücadelede direncini zayıflatacaktır.
Özetle, tüm bu süreç içinde gerçeklerin hastadan saklanması zor ve aslında tehlikelidir. Eskiden ben de hasta yakınlarının “hastalığı saklama” taleplerine kulak veriyordum ancak artık aynı fikirde değilim. Çünkü o hayat o hastanın hayatıdır ve kendi hayatı ile ilgili kararları verme hakkına sahiptir. Hastanın gerçekleri bilme hakkı vardır.
Tüm bunların yanında, doktorun kanser teşhisini nasıl söylediği de çok önemlidir. Hastayı bekleyen riskler, çözüm yolları, tedavi seçenekleri ve gelecek ile ilgili şanslar hastaya anlatılmalıdır.
Süreç hakkında hasta bilgilendirilmeli, kendisinin hayatını planlayabilmesine izin verilmelidir.



 

Back to Top